Son yılların en başarılı güzellik tedavileri arasında dermal dolgular ilk üçte yer alıyor. Özellikle yüz bölgesinde kullandığımız dolgular ister tek başına ister tamamlayıcı olarak botoks gibi farklı tedavilerle kombine edilebiliyor. Kişinin ihtiyacına göre kullanılan dolgular özellikle hacim vermede çarpıcı sonuçlarla tercih ediliyor.
Evet, dolgular en çok tercih edilen yüz estetiği uygulamalarından birisi. Yine de birçok insan için dolgu, botoksa göre daha az biliniyor olabilir. Hal böyle olunca farklı tedavi yöntemi ve sonuçları konusunda bazı yanlış anlamalar olabilir. Gelin dolgu maddeleriyle ilgili bilinen şehir efsanelerine bir göz atalım.
Dolgu yapay görünmez
Dolgu yapay görünüm verir mi? Sorunun yanıtı hayır!
Bazen medyada başarısız sonuçlardan oluşan hikayeler karşımıza çıkıyor. Azınlıkta olsa bile, bu uygulamalar yanlış algılara yol açabiliyor. Öncelikle dolgu uygulamasının doğal olmayan yapay görünüme yol açtığı algısı kesinlikle doğru değildir. Uzman bir doktor tarafından kişiye özel olarak yapılan dolgu uygulamaları asla yapay görünüme neden olmaz.
Bu işin uygulayıcısı olan biz dermatologlar her zaman başarılı sonuçlar için çalışmaktayız. Bu da doğru dokunuşlarla maksimum hasta memnuniyeti anlamına gelmektedir.
Peki yüz estetiğinde doğal görünen sonuç nedir?
Yüz estetiğinde doğallık, olmazsa olmazdır. Öncelikle sağlıklı sonuçlarıyla hastaya yakışan en doğal sonucu yakalamaktır. Bu da hastaya yapılan işlemin fark edilmemesi ve doğallığı içermesi anlamına gelir. Yani size bakanlar sizdeki sağlıklı güzelliği fark etmelidir.
Kısacası doğru kişide doğru miktarda yapılan uygulama sonunda dolgu maddeleri yüz ile bütünleşecek ve fark edilmeyecektir. Bu da kişinin yüz hatlarında gençleşme ile doğal bir güzellik sağlayacaktır.
Dolgu maddeleri sentetik maddeler içermez
Dolgu maddeleri hakkındaki şehir efsanelerinden birisi ise içeriklerinin sentetik ya da zararlı maddelerden oluştuğudur. Tıp dünyasında kabul gören tedaviler ve ilaçlar çok uzun araştırmaların sonucu kullanıma girer. Şu anda kullandığımız dolguların ilk versiyonları 1940’lı yıllarda denenmeye başlamıştı. O günden bu yana sürekli geliştirildiler ve güvenli hale getirildiler. Tekrar ediyorum, modern tıpta insan sağlığına uygun olmayan herhangi bir tedavi ya da ilaç asla kullanılmaz. Ancak her zaman sosyal medyada ehil olmayan kişilerin ‘ucuza’ yaptıkları sözde tedaviler söz konusudur. Bu nedenle bir tedaviye karar vermeden önce doktorunuzu seçmeniz gerekir. Ve ekonomik koşullarınızı ayarladıktan sonra tedavi olmanız size fayda sağlar. Bu nedenle ucuzluk yerine sağlığınızı tercih etmeniz önem taşır.
Dolgu maddeleri adından da anlaşılacağı gibi, zamanla meydana gelen hacim kaybını telafi etmek, yüzdeki bir kırışıklığı doldurmak veya biraz hacim eklemek için kullanılır. Ve estetik tedaviler, önemli sağlık uygulamalarıdır. Dolgu uygulamaları ne kadar hızlı ve konforlu olsa bile tıbbi bir müdahaledir. Bu nedenle çok güvenilir ortamlarda yapılması gerekir.
Dolgu zararlı mıdır?
Günümüzde neredeyse tüm dolgu maddeleri, cildimizde, eklemlerimizde ve diğer dokularda bulunabilen doğal bir su bağlayıcı molekül olan hyalüronik asit bazlıdır. Bu madde dokularımızı nemli ve esnek tutar.
Kullandığımız dolguların içindeki hyalüronik asit, bakteriyel fermantasyondan türetildiği için çok kullanışlıdır. Yan etkisi ve bilinen herhangi bir zararı yoktur.
Dolgu geçicidir
Diğer bir şehir efsanesi ise dolgu maddelerinin kalıcı olduğudur. Bu doğru bir bilgi değildir. Dolgu vücut tarafından zamanla emilir ve etkinliğini yitirir. Bu nedenle çok düşük bir olasılık ama tedavinizden memnun değilseniz sonsuza kadar sizinle kalmaz.
Dolgular sadece dudak ve yanak için kullanılmaz
Estetik tedavilerde yeniyseniz, dolgu maddelerinin sadece dudak ve yanaklarla kullanıldığını düşünebilirsiniz. Ancak dolgu maddeleri çok yönlü kullanılabilir. Belki de tüm yüz estetiği prosedürlerinin en geniş kullanımlı olanıdır.
Dolgular, örneğin çenede şekil ve yapı oluşturmak için kullanılabilir. Burun eğriliğini gidermek, yüz hatlarını geliştirmek, yumuşak bir dolgunluk kazandırmak için kullanılabilir. Yine kırışıklıkları ve kıvrımları hafifletmek için iyi bir seçenektir. Ayrıca göz altındaki çukurluğu azaltıp ışıltı vermek için de idealdir.
Artık tüm bu efsanelerin doğrusunu öğrendiğinize göre, dolgunun sizin için neler yapabileceği konusunda rahatlıkla bir dermatologla konuşabilirsiniz.